Prefabrikasyon Türkiyede Gelişimi
Ülkemizde prefabrikasyon uygulamaları 1955’li yılında santrifüj beton direk üretimi ile başlamıştır. Aynı dönemde sulamaya yönelik kanaletlerin beton prefabrike üretilmesi de prefabrikasyon uygulama yelpazesinin gelişimine itici bir güç sağlamıştır. 1965 yılında sanayi yapılarında kullanılmaya başlanan beton prefabrikasyon teknolojisinin bu yapılar dışında Türkiye’de farklı ilk iki uygulaması ise 1961’de yapılan prefabrike ilkokullar ile 1964-65 yıllarında gerçekleştirilen Ereğli Demir Çelik Tesisleri Lojmanları inşaatlarıdır. Bu iki proje o zamanlar ülkede mevcut olan yenilikçilik, teknik bilgi ve beceri düzeyini göstermesi açısından beton prefabrikasyon Türkiye tarihçesinde iki önemli referans olarak kabul edilmektedir.
1970’li yıllar ve 80’li yıllar Türkiye Beton Prefabrikasyon Tarihçesinde ‘Büyüme Yılları’ olarak isimlendirilir. Sanayi tesislerine ilave olarak sektöre katılan değişik firmalar eliyle, kırk bin yataklık yurt inşaatları, Türkiye’nin değişik bölgelerinde Tekel’e ait depo ve tesisler ile turistik amaçlı projeler ve konutlar bu yıllara damga vurmuştur.
1984 yılında Türkiye Prefabrik Birliği’nin kurulması, beton prefabrikasyonda tanımlanan büyüme sürecinin önemli bir kilometre taşı olarak belirtilmelidir. Birliğin kurulmasıyla bir yanda gereksinimi duyulan standart ve yönetmeliklerin ihdası ile değer yandan düzenlenen çok sayıda panel, çalıştay ve konferansla sektöre ve teknik gelişmelere yönelik bilgi alışverişi ve bu bilginin yayılması sağlanmıştır.
1990’lı yıllarda otoyolların daha yoğunluklu olarak Türkiye sahnesinde önemli ulaşım yatırımları olarak ortaya çıkmasıyla, bu karayollarında yer alan köprülere ait taşıyıcı elemanlar olan köprü kirişlerinin hızlı, güvenilir ve yüksek kaliteli yapılması amacıyla beton prefabrikasyon tekniği ile üretilmeleri dönemi başlamıştır. Yine otoyolların yaygınlaşmasıyla köprülerle birlikte tasarımlanan toprakarme duvarlar ile karayolu güvenliğine yönelik tasarımlanıp uygulanan beton bariyerler, sektörün değişik üretim başlıklarına yönelebileceğinin işaretleri olarak algılanmıştır.
Diğer yandan yine aynı dönemde hazır beton kullanımının yaygınlaşması ve tünel kalıp teknolojisinin kullanılması ile konvansiyonel tekniklerin gösterdikleri hamleler ve karar vericilerin toplu konut gibi alanlarda gösterdikleri yapım tercihleri ile bir duraklama sürecine giren beton prefabrikasyon; 1999 Depremi ertesi hak etmediği bir değerlendirme ve prefabrik terminolojisinin farklı kullanımıyla kendini yeniden teknik olarak ifade etme süreciyle de karşı karşıya kalmıştır.
Bu duraksamayı atlatan beton prefabrikasyon sektörü; 2000’li yıllarda daha da artarak süren sanayi tesisleri inşaatlarının yanında, hafif raylı sistemler ile demiryollarının rehabilite edilmesi gereksinimlerinin ortaya çıkardığı yeni yatırım geliştirme alanları ile tanışmıştır. Beton travers üretimi ve tünellerin inşasında kullanılan prefabrike segman elemanları ile elektrifikasyonla ilgili diğer imalatlarda beton prefabrikasyon teknolojisinin kullanılmasıyla farklı üretim grupları devreye alınmıştır.
Nihayet kentlerin büyümesi ve kent altyapısı ile çevre düzenlenmesine yönelik artan gereksinmeler yine beton prefabrikasyon sektörünün hızlı ve güvenilir üretimi ile bu kez kentlileri tanıştırmıştır. Bugün birçok kentimizde bu yaygın uygulamalara ilave olarak benzer yaygınlıkla; büyük alışveriş merkezleri, otoparklar, demiryolu ve havayolu terminallerindeki değişik üniteler ile otopark tasarımları ve stadyumların özellikle tribün elemanı uygulamalarında beton prefabrikasyon teknolojisi tercih edilmektedir.
Yapı üretiminde kontrollü, kaliteli, denetimli, hızlı üretimi ve bu referanslarla endüstrileşmeyi temsil eden beton prefabrikasyon sektörü; Birlik Kuruluşunun eliyle görev aldığı değişik ulusal ve uluslararası araştırma geliştirme projeleri ile sektöre inovasyon temelli yeni hareket yönleri tanımlamaya ve bunları geliştirmeye bugün de devam etmektedir.
Yarım yüzyılı aşmış beton prefabrikasyon deneyimi, Türkiye Prefabrik Birliği’nce 1984 yılından bu yana sürdürülen çok sayıda eğitim faaliyeti ve konferanslar ile teknik yayınlar çerçevesinde Türkiye yapı stoğunun deprem güvenlikli, hızlı ve ekonomik biçimde oluşmasında katkı vermeye devam edecektir.